Psikoterapi; Uygun bir ruhsal denge ve toplumsal uyumu sağlamaya yönelik olarak günlük hayatla ilişkili ya da kişiliğin derinlerindeki çeşitli çelişki ve problemleri terapist-hasta arasında dil üzerinden kurulan ilişkide, zihinsel bileşenlerin ve kişilerarası etkilerin harekete geçmesi ile birlikte çözme çabası olarak tanımlanabilir.
Psikoterapi sürecinde terapist-hasta ilişkisi temel alınarak hastanın yaşadığı sorunlar üzerinde çalışılır. Sadece psikolojik sorunları olan kişiler değil, hayatının herhangi bir döneminde tıkanma yaşayan ya da yaşamını daha anlamlı bir şekilde sürdürmek isteyen kişiler psikoterapi sürecine girebilir. Psikoterapi, terapistin neyin doğru ya da yanlış olduğuna karar vermesi veya nasıl değişeceğini söylemesi değildir. Psikoterapist kendi kuramsal bilgilerini ve uygulama becerilerini kullanarak; kişinin kendini tanıması, hayatına dair farkındalıklarının artması, daha sağlıklı ilişkiler kurması ve yeni çözüm yolları geliştirebilmesi için danışanla birlikte çalışır.
Etkili bir çok psikoterapi yöntemi bulunmaktadır. Bazı yöntemler kimi sorunlar ve bozuklukların çözümünde daha başarılıdır. Bir çok durumda terapist birden çok yöntemi bir arada kullanabilmektedir. Tedavi durumunun yapısı ve biçimine göre terapiler bireysel terapi, çift terapisi, aile ve grup terapileri şeklinde sınıflandırılabilir. Ruhsal rahatsızlıkların gelişimi, anlayışı, kuramsal çıkış noktası ve teknikteki temel farklılıklara göre günümüzde en yaygın olarak uygulanan psikoterapiler Psikanalitik Psikoterapiler ve Bilişsel-Davranışçı Psikoterapilerdir.
Psikanaliz; Kendine özgü yöntem ve yoğun bir çalışma gerektirir. Serbest çağrışım temel kuraldır. Analizan divana uzanır ve seaslar haftada en az üç kez yapılır. Psikanalistin eğitim için psikanalizden geçmesi zorunludur. Analiz süreci uzun yılları bulur.
Psikanalitik Yönelimli Psikoterapi; Psikanaliz ilkelerini temel alan, fakat klasik uygulama kurallarına bağlı kalmayan tedavi türüdür. Uygulayıcı eğitimi gereklidir. Uygun hastalar seçilmelidir. Görüşmeler yüz yüze konuşarak yapılır. 2-3 yıl ya da daha uzun sürebilir. Amaç farkındalık kazanarak kişiliğin, benliğin değişimini sağlamaktır. Psikanalitik yönelimli psikoterapi yapabilmek için uzun süreli uygulamalı eğitim görmek, psikanalitik kuramı iyi bilmek, tedavi yöntem ve araçlarını iyi kullanabilmek gereklidir.
Destekleyici Psikoterapi; Psikoterapiler içinde en geniş uygulanabilirliği olan terapi şeklidir. Hastanın sağlıklı, uyumlu ve verimli yönlerini harekete geçirmeyi, olumlu savunma düzeneklerini geliştirmeyi ve pekiştirmeyi amaçlayan psikoterapi türüdür. Çözümlemeye değil, birleştirmeye ve desteklemeye yöneliktir. Psikanalitik yönelimli psikoterapiden farklı olarak görüşme saatleri ve süresi daha esnektir.
Bilişsel-Davranışçı Psikoterapiler:
Bilişsel Terapi: Kişinin kendisini, dünyayı ve geleceğini algılama ve değerlendirme biçimi çocukluktan beri yerleşmiş şema (bilişsel yapı) denilen örüntülerden oluşur. Bilginin işlenmesi sürecinde; temel kabullerdeki hatalardan kaynaklanan, işlevi olmayan şematik kavramlar zamanla olumsuz otomatik düşüncelere dönüşür. Sonuçta ortaya çıkan düşünsel, duygulanım ve davranış bozukluklarının tedavisi bilişsel psikoterapinin alanına girmektedir.
Davranışçı Terapi: Davranışta otomatik modelleme gibi öğrenmeler sonucunda ortaya çıkan bozukluklarda; duyarsızlaştırma, ödüllendirme gibi çeşitli teknikler yoluyla davranış değişikliği ya da davranışın frekansında azalma gibi sonuçlar sağlamaya yönelik terapilerdir.
Bilişsel Davranışçı Terapi: Klinik uygulamalar ve gözlemler psikoterapi süreci içinde, bilişsel-davranışçı yöntemlerin bir arada kullanılmasının etkin sonuçlar ortaya çıkardığını göstermektedir. Günümüzde sıklıkla bu iki yöntem bir arada kullanılmaktadır. işlevsiz ve olumsuz düşünceleri, davranışları sistemli bir biçimde gözden geçirmeye ve bunların yerine sağlıklı ve olumlu olanlarını koymaya yardımcı olmayı hedeflemektedir.
Aile Terapisi: Aile bireylerinin birbileriyle etkileşimlerinin anlaşılmasına, bunlarla ilgili sorunların çözümüne ve sağlıklı iletişime geçilmesine odaklanmaktadır.
Aile terapisinin bazı türleri davranışçı ya da psikodinamik temeller üzerine kurulmakla birlikte en yaygın uygulanan aile terapisi türü aile sistemleri kuramına dayanmaktadır. Bu yaklaşıma göre ruhsal sorunlar aile bağlamında gelişir ve sürer. Bu yaklaşım tedavinin odağına aileyi geçirmektedir. Aile terapisindeki iki önemli kavram, grup tartışmalarının içerik ve sürecinin farklı olmasına ve rol kuramına dayanır. Tedavi süresince aile üyelerinin
ne dedikleri (içerik) ve görüşlerini ne şekilde ilettikleri (süreç) önem taşır.
Grup Terapisi: Benzer ruhsal sorunları olan kişileri bir araya getirerek, uzman terapist gözetiminde bir tartışma ve etkileşim ortamı oluşturulması amaçlanır. Grup terapisi genellikle 8-10 hastanın katıldığı gruplarla yürütülür. Çözümleyici, etkileşimci, destekleyici, eğitici gruplar kurulabilir.
Psikoterapi sürecinde terapist-hasta ilişkisi temel alınarak hastanın yaşadığı sorunlar üzerinde çalışılır. Sadece psikolojik sorunları olan kişiler değil, hayatının herhangi bir döneminde tıkanma yaşayan ya da yaşamını daha anlamlı bir şekilde sürdürmek isteyen kişiler psikoterapi sürecine girebilir. Psikoterapi, terapistin neyin doğru ya da yanlış olduğuna karar vermesi veya nasıl değişeceğini söylemesi değildir. Psikoterapist kendi kuramsal bilgilerini ve uygulama becerilerini kullanarak; kişinin kendini tanıması, hayatına dair farkındalıklarının artması, daha sağlıklı ilişkiler kurması ve yeni çözüm yolları geliştirebilmesi için danışanla birlikte çalışır.
Etkili bir çok psikoterapi yöntemi bulunmaktadır. Bazı yöntemler kimi sorunlar ve bozuklukların çözümünde daha başarılıdır. Bir çok durumda terapist birden çok yöntemi bir arada kullanabilmektedir. Tedavi durumunun yapısı ve biçimine göre terapiler bireysel terapi, çift terapisi, aile ve grup terapileri şeklinde sınıflandırılabilir. Ruhsal rahatsızlıkların gelişimi, anlayışı, kuramsal çıkış noktası ve teknikteki temel farklılıklara göre günümüzde en yaygın olarak uygulanan psikoterapiler Psikanalitik Psikoterapiler ve Bilişsel-Davranışçı Psikoterapilerdir.
Psikanaliz; Kendine özgü yöntem ve yoğun bir çalışma gerektirir. Serbest çağrışım temel kuraldır. Analizan divana uzanır ve seaslar haftada en az üç kez yapılır. Psikanalistin eğitim için psikanalizden geçmesi zorunludur. Analiz süreci uzun yılları bulur.
Psikanalitik Yönelimli Psikoterapi; Psikanaliz ilkelerini temel alan, fakat klasik uygulama kurallarına bağlı kalmayan tedavi türüdür. Uygulayıcı eğitimi gereklidir. Uygun hastalar seçilmelidir. Görüşmeler yüz yüze konuşarak yapılır. 2-3 yıl ya da daha uzun sürebilir. Amaç farkındalık kazanarak kişiliğin, benliğin değişimini sağlamaktır. Psikanalitik yönelimli psikoterapi yapabilmek için uzun süreli uygulamalı eğitim görmek, psikanalitik kuramı iyi bilmek, tedavi yöntem ve araçlarını iyi kullanabilmek gereklidir.
Destekleyici Psikoterapi; Psikoterapiler içinde en geniş uygulanabilirliği olan terapi şeklidir. Hastanın sağlıklı, uyumlu ve verimli yönlerini harekete geçirmeyi, olumlu savunma düzeneklerini geliştirmeyi ve pekiştirmeyi amaçlayan psikoterapi türüdür. Çözümlemeye değil, birleştirmeye ve desteklemeye yöneliktir. Psikanalitik yönelimli psikoterapiden farklı olarak görüşme saatleri ve süresi daha esnektir.
Bilişsel-Davranışçı Psikoterapiler:
Bilişsel Terapi: Kişinin kendisini, dünyayı ve geleceğini algılama ve değerlendirme biçimi çocukluktan beri yerleşmiş şema (bilişsel yapı) denilen örüntülerden oluşur. Bilginin işlenmesi sürecinde; temel kabullerdeki hatalardan kaynaklanan, işlevi olmayan şematik kavramlar zamanla olumsuz otomatik düşüncelere dönüşür. Sonuçta ortaya çıkan düşünsel, duygulanım ve davranış bozukluklarının tedavisi bilişsel psikoterapinin alanına girmektedir.
Davranışçı Terapi: Davranışta otomatik modelleme gibi öğrenmeler sonucunda ortaya çıkan bozukluklarda; duyarsızlaştırma, ödüllendirme gibi çeşitli teknikler yoluyla davranış değişikliği ya da davranışın frekansında azalma gibi sonuçlar sağlamaya yönelik terapilerdir.
Bilişsel Davranışçı Terapi: Klinik uygulamalar ve gözlemler psikoterapi süreci içinde, bilişsel-davranışçı yöntemlerin bir arada kullanılmasının etkin sonuçlar ortaya çıkardığını göstermektedir. Günümüzde sıklıkla bu iki yöntem bir arada kullanılmaktadır. işlevsiz ve olumsuz düşünceleri, davranışları sistemli bir biçimde gözden geçirmeye ve bunların yerine sağlıklı ve olumlu olanlarını koymaya yardımcı olmayı hedeflemektedir.
Aile Terapisi: Aile bireylerinin birbileriyle etkileşimlerinin anlaşılmasına, bunlarla ilgili sorunların çözümüne ve sağlıklı iletişime geçilmesine odaklanmaktadır.
Aile terapisinin bazı türleri davranışçı ya da psikodinamik temeller üzerine kurulmakla birlikte en yaygın uygulanan aile terapisi türü aile sistemleri kuramına dayanmaktadır. Bu yaklaşıma göre ruhsal sorunlar aile bağlamında gelişir ve sürer. Bu yaklaşım tedavinin odağına aileyi geçirmektedir. Aile terapisindeki iki önemli kavram, grup tartışmalarının içerik ve sürecinin farklı olmasına ve rol kuramına dayanır. Tedavi süresince aile üyelerinin
ne dedikleri (içerik) ve görüşlerini ne şekilde ilettikleri (süreç) önem taşır.
Grup Terapisi: Benzer ruhsal sorunları olan kişileri bir araya getirerek, uzman terapist gözetiminde bir tartışma ve etkileşim ortamı oluşturulması amaçlanır. Grup terapisi genellikle 8-10 hastanın katıldığı gruplarla yürütülür. Çözümleyici, etkileşimci, destekleyici, eğitici gruplar kurulabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder