Öğrenme, bireyin yaşantıları yoluyla davranışında meydana gelen uzun süreli değişikliklerdir. Öğrenme süreci karmaşık bir süreçtir. Bu süreç ; öğrenene ilişkin, öğrenme malzemesi ve öğrenme stratejisine ilişkin etmenlerle olumlu ya da olumsuz etkilenir.
Öğrenmeyi etkileyen en önemli faktörlerden biri; biyolojik donanım(türe özgü hazır oluş), olgunlaşma (öğrenme kapasitesi), güdülenme (öğrenme eğilimi /isteği), zeka, dikkat ile genel uyarılmışlık ve kaygı gibi öğrenenden kaynaklanan kişisel etmenlerdir.
Anlam benzerliği olan, benzer ya da gruplandırılabilme özelliği olan öğrenme malzemelerinin öğrenilmesi belli bir düzen içermeyen öğrenme malzemelerine göre daha kolay öğrenilir.
Uygun bir öğretim stratejisi öğrenmeyi kolaylaştırırken, sınırları belirlenmemiş, rastgele izlenen bir öğretim stratejisi öğrenmeyi zorlaştırır. Ders çalışma süresi dikkatin verimliliğine göre ayarlandığında kısa süreli çalışmalar çok uzun sürelerden daha etkili olabilir. Geri bildirim, öğrencinin kendisini görmesine fırsat oluşturduğundan uygun ve önemli bir öğretim stratejisidir.
Psikolojiyi yakından ilgilendiren ve öğrenme ve başarıda en önemli iki etmen güdülenme ve psikolojik durumdur. Şimdi bunları ele alalım.
Güdülenme, bir amaca erişmek, varlığı yada hazzı elde etmek için hareket eğilimi ya da isteğidir. Öğrenme için gerekli ön koşul olup öğrenmenin en kritik ve zor ölçülebilen öğelerinden biridir.
Güdülenmeyi içsel olarak ; biyolojik ve psikolojik gereksinimler, bireyin niyeti ve hedefi, kendilik algısı, kendine güven ve saygısı, kişilik yapısı ve duygusal durumu belirler . Dışsal olarak ise aile, öğretmen ve akran çevresinin hedef ve beklentileri, ödül ve ceza sistemleri, öğretim uygulamalarının yapısı belirleyicidir.
Başarıda hedefin açık olması, kullanılan malzemenin yeterliliği, uygulanan yöntemlerin iyi tanımlanması önemlidir. Eksik, yanlış ve işlevsiz içerik ve uygulamaların geri bildirimi kritiktir. Sınavlar ve rehberlik uygulamalarının yanı sıra bireyin öğrenme süreç ve durumu üzerine düşünmesi önemlidir.
Sınav odaklı öğrenmede, öğrenme ve sınanma sürecinin zaman sınırlı olması, iç ve dış beklentilerin fazlalığı ve kritikliği, rekabetin yoğunlaşması stres ve kaygı sürecini tetikler. Fizyolojik ya da koşullara uygun stres uyum amaçlıdır ve öğrenme sürecini olumlu etkiler. Motivasyon ve dikkati arttırır, hafıza işlevlerini olumlu etkiler.
Çalışma performansını, uyku ve iştah gibi fizyolojik işlevleri, kişiler arası ilişkileri etkileyen ve bireyin zihinsel, sosyal ve fizyolojik sürekliliğini tehdit eden stres başarısızlık kaygısı ile birliktedir. Başarının etkilenmesiyle olumsuz duygu ve düşünceler belirginleşir. Kişinin kendilik değeri ve saygısı zayıflar. Umutsuzluk ve karamsarlık gelişebilir.
Kaygılı kişilik özellikleri, gerçek dışı bireysel ve çevresel beklentiler, mükemmeliyet eğilimi sınav kaygısını arttırır. Her şeyin kritikleştirilmesi en önemli sorundur ve, ya hep ya hiç tarzı düşünme belirleyicidir. Başarı sürecinden kopuş kaygısı örseleyicidir. Bu, kişide yüklenme oluşturur ve uyku, beslenme, kendine bakım, sosyal ilişki ve aktivitelerde tavizlerden oluşan bir kısır döngüye çeker.
Alternatife açılan kapı rahatlatıcıdır. Hedefler, çalışma süreci ve sınanma aşamalarındaki kendini değerlendirmelerde esneklik ve çıkış fikri kurtarıcıdır. Bunu destekleyen aile ve eğitim çevresi önemlidir.
Kendini gerçekçi değerlendirme ve olumsuzluklara karşın kabullenme, belirli çalışma düzenini sürdürme çabası, gündelik hayatın sürekliliğine özen sınav kaygısı konusunda önemlidir. Başarı kaygısıyla baş etmek için;
İyi uyuyun,
İyi beslenin,
Gerçekçi çalışma planı yapın,
Kısa ama sık mola verin,
Tıkandığınızda konu değiştirin,
Okuma ve gözden geçirme yapın,
Konu pratiği önemlidir,
Arkadaşlarınızı dinlemeyin,
Olumlu düşünün.
Her birey biricik ve özgündür. Dolayısıyla ne istediğini bilen, hedefe giden yolda gerekli malzemeleri gereğince kullanabilen ve yeterince iyi bir çevre desteğine sahip kişinin hayalleriyle buluşmasında sürpriz yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder